Geçen Cuma

Sonunda kendime biraz vakit ayırabildim. Kaç gündür gene acaba herşeyi yetiştirmek nasıl mümkün olabiliyor diye sorgulamaktan kendimi daraltma modundaydım. Bütün hatunların genel derdi hiçbir şey yetişmiyor.

Ya, kafam öyle dağınık ki yazacaklarımı bile toparlayamıyorum. Kafam ne kadar dağınıksa hayatım o kadar düzenli, evim eşyalarım da o kadar toplu aslında. Ama yapmak istediklerim var ve hepsine yetememek yoruyor beni. Resim yapmak istiyorum. Kocama yemek yapmak istiyorum. Ama ikisini de yaparsam ütü, çamaşır aksıyor. Hadi kitap okuyayım dersem film izleyemiyorum. Resim zaten hiç yapamıyorum. Çamaşır, ütü,yemek, film tamamsa bende akşamları evde kanepede uzanıyorsam her şey güzel hoş gibi gözüküyor ama resim yapamadığım ya da kitap okuyamadığım için içim yiyor. Spor yapma kısmına hiç değinmiyorum bile. Keşke bunları umursamayan biri olabilseydim. Ama işler beni beklerken bir köşeye çekilip ne kitap okuyabiliyorum, ne da ayaklarımı uzatıp şöyle bir dinlenebiliyorum. Bunların hepsinin yanında bir de çocukları olanlar var acaba bunlar nasıl başarıyorlar bu işi. Tüm gün akşam 6 buçuğu kadar iş yerinde çalışıp ta bütün bunların hepsini yapabilen insanlar var mı acaba. Ah tabi bir de ben uyumayı çok seviyorum her gün 11 de yatabilirim istisnasız. O zaman da zaman hiç yetmiyor bana :(

Neyseki bu Cuma özlediğim her şeyi yapabildim. Ama tabi uykumdan kısarak. Akşama da yemek hazırlamayarak.Ütüleri de es geçtim tabi.

Biraz fotoğraf,




Biraz resim,



Biraz spor bile yaptık, tenis oynamaya başladık artık düzenli oynıycaz moduna geçtik ve ne oldu her akşam yağmur yağmaya başladı hem de Libya'da.

Demek ki zorlamanın kendi kendini yemenin de anlamı yokmuş, biz her şeyi yetiştirsek de yetmiyormuş.

Yorumlar