Karşının çimi

Dün akşam "Kaybedenler Kulübü"nü izledik.
Niyeyse içimde tekrar izleme isteği uyandı.
Oyuncuları çok sevmesem de filmi sevdim.

Taaa Libya'lardan beri bizimle gelmeyi başaran "Yüksek Topuklar"ı da bitirdim sonunda.
Hangi akla hizmetse yolculuk öncesinde uçakta okuruz diye laptop çantasına okuduğumuz iki kitabı koyuvermişiz, diğeri de "İstanbul Hatırası"ydı.
İkisi de kitaplıkta çok değerli olacaklar artık, nede olsa baya badireler atlattılar.

Kendi düzenimize geçmeye çok az kaldı.
Eşyalar eşyalar eşyalar kararlar kararlar kararlar.....
Bazen ilk gördüğümüz şeyi hemen alma cesaretini gösterirken, bazen de günlerce kararsız kalıyoruz.
Sonunda bazıları, aman neyse alalım gitsinlik birşey oluyor maalesef.
Amannn işte herkesin yaşadığı şeylerin aynısı işte.
"Bunlar zevkli şeyler ne gerek var strese" telkinleri de beni hiç yatıştırmıyor üzgünüm.
Herkes özgürce hareket edebilse tabi gerilecek bir durum yok ama öyle olmuyor.

Bu aralar dengesizlikte üstüme yok.
Yazılarımdaki kopuklularda da tabi.
Biraz da alakasız fotoğraflar koyayım tam olsun.

 Bu fotoğrafta sanatçı iş hayatındaki sıkıcılığı anlatıyor. 

Burda ise baharın gelişini 

Bu da koltuklar için Siteler'e kaç kez gittiklerini 1,2,3,4,...

Yorumlar