Bozcaada-1

Yer: Bozcaada
Günlerden : 26-29 Ekim
Güzergah:  Ankara-Bozcaada
Otel: Limani Otel
Fotograflar: Bütün güzel kaliteli fotoğraflar kocacım tarafında, kalitesiz düşük pixelli ya da instagramla güzelleştirilmiş olanlar benim tarafımdan çekilmiştir.

Dileyen resimlere baksın, dileyen bir güzel okusun ama içinden banane ya bunu niye yazmış ki demesin, dileyen hiç bakmasın bile ama Bozcaada'ya gitmeyi bir düşünsün derim.Veee uzunca yazımı yazmaya başlayabilirim. Sanırım çok ayrıntıya gireceğim bazen kendi yazdıklarımda kendimi kaybedeceğim ama bu sefer böyle yazasım geldi ve tabi yaz yaz sıkılacağım için bir kaç parça halinde olacak muhtemelen. Girişi bile öyle uzattım ki yazının kendisi nasıl olacak korktum birden.

Evet çıktık bir sabah çok da erken olmayan bir saatte yola, dedik yolda kahvaltı yaparız. Ben her şeyi planlamış araştırmıştım ama yol boyu ne yeyip ne içeriz pek hesaba katmamışım. Dedim ne de olsa Eskişehir yolumuz üstü elbet bir çiğ börekçi vardır yol üstünde, olmadı sonrasında  İnegöl'de köfte diye çıktık yola.
Amma ve lakin Eskişehir yolu üzerinde gözümüze hiç bir Çiğ börekçi çarpmadı ya da o sırada ben sızdım.
Sonra karşımıza Ayten Usta çıktı içi de kalabalıktı, biz de girdik. Kahvaltı tabakları gayet güzel gözüküyordu ama biz tost ve menemen tercih ettik.

Sonra yola devam ettik aslında İnegöl'de köftede yemek istiyorduk ama İnegöl'e biraz erken varmışız daha öğlen olmadan köfte yemek işimize gelmedi. Fakat sonrası pişmanlık taaa Çanakkale'ye kadar bir tane bile yemek yiyecek yer bulamadık. Çanakkale merkeze girdik biz de, aslında iyi de oldu sahilde yürüdük. Ama yemek adına Çanakkale'ye özgü bir yer ilişmedi gözümüze, biz de sahilde bir kafe ye oturup alelade şeylerle yetinmek zorunda kaldık. Aslında tatil dediğin değişik tatlar değişik lezzetlerdir ama biz bu sefer patates kızartması birayla yetindik.

Canakkale
Çanakkale Sahil

Ve sonra feribot için Geyikli'ye vardık. Arabamızı sıraya koyduk sahildeki kahveye oturup çayımızı içtik. Ben hiç arabalı feribota binmemiştim heyecanlandım vallahi. Ama heyecandan çok, olmadık zamanlarda beni yalnız bırakmayan sistitim alarm vermeye başlayınca o yarım saatlik Geyikli Bozcaada çekilmez bir hale geldi. Halbuki çok romantik bir tatil başlangıcı hayal etmiştim ben. Neyse ki teee Çanakkalede'yken bunu fark edip hemen ilacımı içmiştim, akşama kadar geçeceğini umarak geçirdim feribot yolculuğumu.

Geyikli
Geyikli Sahil

Ve de akşam hava karardıktan hemen sonra Bozcaada'daydık. İndik ama tam limanın yanıbaşındaki yamaçta olan Otel'e varmamız biraz sürdü. Daracık yollardan kafelerin yanından geçe geçe otele gelmek garipti yanlış yoldan gittik sandık ama bildiğin doğru yolmuş.

O akşam için benim planladığım otelin çok güzel terasında akşam yemeği yemekti ama öğrendik ki artık restoran kapalıymış. Halbuki internetteki top Bozcaada restoranlarından biriydi. Sorun yok hemen tepeden aşağı yürüdük zaten o kadar küçücük bir yer ki bir tur attık. Deniz kenarından bir restoran seçtik. Mezeler öyle güzeldi ki balık yiyemedik bile.

Sonra çay ve tatlıcı aranmaya başladık Lisa'nın Cafesine oturduk şirin bir yer gibi gözüktü, hakkındaki yorumları internette okuyunca baya güldüm- yorumlar öyle kötüydü ki. Bütün yorumlara hak verdim ama Bozcaada'ya gitsem gene uğrarım o Cafe'ye çünkü çok doğal ve bizim zaten Bozcaada'da aradığımız muhteşem düzen ve standartlaşmış Kafeler değildi. Burası tam da oturup gelen geçenleri, müşterileri işletenleri garsonları izleyip eğlenebileceğin bir yerdi. Baksanıza şu karışılıklığa... Ve bence Cheesecake'leri gayet güzeldi.

Lisa's Cafe
Lisa's Cafe

Yorumlar